Suzan Şahin: “Bunları yaşamış biri olarak, bunları yaşayan herkes adına hakkımı helal etmiyorum. 3 gündür yaprak kıpırdamadı”
CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Hatay’da yaşananlarla ilgili, “Kayıplarımız var. Nerde bu kayıplar? Evlatlarımız kayıp, cenazelerimiz kayıp. Kefensiz gömüldük. Kim olduğunu biliyoruz. sorumludur.Not alan not alırız.Onlar da kabul ettiler, itiraf ettiler.Sayın Cumhurbaşkanı helal istedi.Gidenler bilirler, ahirette helal verirler mi, onlar da bilirler.Yaparlar. o dedi.
CHP Hatay Milletvekilleri Suzan Şahin, Serkan Topal, Mehmet Güzelmansur ve İsmet Tokdemir, TBMM’de ortak basın toplantısı düzenleyerek Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası Hatay’da yaşananlara ilişkin gözlemlerini anlattı.
Susan Şahin dedi ki:
“ARTIK ŞEHİR YOK: 6 Şubat sabahı Türkiye karanlığa uyandı. 11 ilimizde uyuyakalanlar feci bir güne uyandı. Onlarca canımızı kaybettik. Onlarca yaralımız var. Geride kalanların, gidenlerden ve hasta olanlardan hiçbir farkı yoktur. Onlar da boş, ruhları boş, kalpleri donuk. Hala alışamadılar hayata. Bir bardak su içerken yutarlar. Dolaştıkları sokaklar, daireler, konutlar; Duydukları ve alıştıkları sesler, oturdukları arkadaşlar, artık sahip olmadıkları şehir.
İNSANLAR ÜÇ GÜN YARDIM BEKLEDİ: Bir şehir, bir mesken, bir bina üzerimize yıkılmadı. Evlerimiz yıkıldı. Dağıldık, her birimiz bir taraftayız. Biz böyle bir durumdayken, dünyada eşi benzeri olmayan bir felaketi muhakkak yaşadık. İşte biz buna afet diyoruz, deprem. Ama bu can kaybının bize kıyasla başka sebepleri de vardı. Elektrikler kesildi, bağlantı kesildi. Hava karanlık, soğuk, yağmur yağıyor. Üç gün boyunca arama kurtarma ekipleri, alet vb hiçbir yardım malzemesi elimize ulaşmadı. Üç gün boyunca insanlar yardım bekledi.
SAHİP OLDUĞUNU AMA KULLANMADIĞIMIZ DERSEK, ŞUNLARDAN KONUŞMUŞ OLURUZ: Orada bulunan kaymakamlar, valiler, emniyet müdürleri ve komutanlar çaresizlik içinde yanımızdaydı. Aldılar ama kullanmadılar dersek, övünmüş oluruz. ‘GSM operatörleri neredeydi’ diye sorduk. Bu görev uzun yıllardır AFAD’a verildiği için; 70 ilimizde bu afet yaşanmadı, bu 70 ilimizde AFAD teşkilatı, arama kurtarma ekipleri ve araçları neredeydi? Biz bilmiyoruz. Dün Meclis’te bir konuşma yaptım. Oradan sıradaki bir arkadaş ‘Gösteri yapıyorsun’ dedi. Ben performans göstermiyorum. Gelip gördün mü? Parçalara ayrıldık. Giden dönecek ülke arıyor, yok.
YALNIZCA YÜKLENİCİLER SORUMLU MU: Bu işin üç aşaması vardı. Deprem elbette olabilir. Ancak önlem alınması gerekiyordu. Oldu. Can kaybı olmaması için kurtarılması gerekiyordu. Kurtardığımızı kurtardık. Gerisini ne yapacağız? Herhangi bir önlem almadık. Onlarca kez araştırma önerilerinde bulunuldu ancak bulgulara rağmen herhangi bir önlem almadık. Evlerimiz üzerimize yıkıldı. Şimdi sorumlu arıyoruz: Yüklenici. Sadece müteahhitler mi sorumlu? Bunun başka sorumlusu var mı? Elbette var. Bu ruhsatları, yapı kullanma izinlerini veren, mevzuata uygun yapılıp yapılmadığını denetleyen kurum ve kuruluşlar nerede? İlçe belediyeleri, yapı kontrol firmaları, bakanlık yetkilileri nerede? Kontrol yok. Bugün nasıl şehirlerimiz boşaldıysa, kurumlarımız da boşaldı. Sebepler bunlar.
ARAMA KURTARMA GRUPLARI YERİNE bağırdı: Uzun yıllar riskli binalar işaretlendi, binalar yıkılmadı. Riskli, darbeye dayanıklı binalar da imar aflarına dahil edildi. Bu felaketlere sebep olan da budur. Afet doğdu. Arama kurtarma ekipleri yok. O çukurlarda arama kurtarma ekiplerinin bağırması yerine insanlar bağırıyordu. Ne dediler biliyor musun? “Kimse beni duymuyor mu?” Sahip değil.
ŞİMDİ İLERİ BEKLİYORUZ. 31 GÜN OLDU: Öyle yeteneksiz, örgütsüz bir sistem var ki… Hala devam ediyor. Devam eden bu sistemde AFAD ile göçük, araç ile göçük bir araya getiremedik. Enkaz altında yatan cenazelerimiz var, şimdi de dahil. Artık ümidimizi kestik. 31 gün oldu. Hala 31 günde çıkarılamayan ruhlarımız var, cesetlerimiz var. Arama kurtarma çalışmaları 13. günde cesetlerin bulunmasına rağmen sona erdi. Birkaç gün önce ünlü Eda Apartmanı’ndan 25. günde bir cansız bedene daha ulaştık.
GÖMLEK OLMADAN GÖMÜLDÜK: Kayıplarımız var. Bu kayıplar nerede? Çocuklarımız kayıp, bedenlerimiz kayıp. Kefensiz gömüldük. Bunların hepsini biliyoruz. Kimin sorumlu olduğunu biliyoruz. Not alanlar, biz de not alıyoruz. Kabul ettiler, kabul ettiler. Sayın Başkan helal istedi. Buradakiler ona helallik veremiyor. Giden, ahirette helal verip vermeyeceğini bilir. Etrafta kalacaklar. Ben bunları yaşamış biri olarak bunları yaşamış herkesin adının hakkını helal etmiyorum. Kimden helal isteyeceğini bilmeli. Üç gün boyunca yaprak kıpırdamadı.
HALA ÇADIRI VERMEDİK: Ne oldu. Barınma sorunu… Afet baş gösterdiğinde bunu çözmek kimin sorumluluğundadır? Halkımın bunu bilmesi gerekiyor. 31 gün doldu. Telefonlarımız… Çalan 10 kişiden dokuzu çadır. Çadırı hala teslim etmedik. Verdiklerimizin sofralarını kuramadık. Rüzgar geliyor, uçuyor. Yağmur geliyor, sular doluyor. Konteynerlerimiz hazır değil. Geride kalanların haklarını korumakla yükümlüyüz. Bu insanların meskenleri göç etti. Ancak çöküşün sorumluları onlar değildi. Sorumluluklar özeldir. Bu devlet tüm kayıpları karşılamak zorundadır. Herkes barınma masraflarını ödemek zorundadır. Göçü önleyecek tedbirler alınmalı, altıncı teşvik bölgesine girmelidir. ve oradaki kamu çalışanlarına iki özel maaş verilmelidir. Eğitimin temeli olmalıdır. Esnafıma, çiftçime, herkese hibe verilmeli. Kira yardımı da komik, 3 bin liralık kira yok.”
İSMET TOKDEMİR: HAKLARIMIZI HELAL ETMİYORUZ
İsmet Tokdemir dedi ki:
“Bir aydır bölgedeyiz. Adı cinayet. Sorumlusu da katildir. Hatay’ın deprem bölgesi olduğunu kimse bilmiyordu. Hiçbir işlem yapılmadı. 3 yıl önce soru önergesi verdim. ilgili bakan.3 yıldır bana cevap bile vermedi.Devletimiz basiretsiz.Bugün en temel ihtiyacımız ilk günkü arama-kurtarma çadır barınak duş tuvalet tuvalet erişim birden fazla kişinin en temel ihtiyacı milyon insan. , Tepeden tırnağa Hatay’ın temsilcisi olarak hakkımıza sahip çıkmıyoruz. Ne olacak, ne tedbir alınacak? İtiraz etmek, eleştirmek çok kolay. Ama ne önerirsiniz ki bu işe yaramaz? , çok değerli.Hatay müstesna bir ildir.Bu yüce meclisten alınması için davet ediyorum.Bu tarihi dokuya hep birlikte sahip çıkalım.Hataylılar ‘Çadır’, ‘duş kabini’ diyor, ‘ihtiyaçlarınızı karşılayacak tuvalet’, ‘ısınma’.”
MEHMET GÜZELMANSUR: HER ÜÇ EVDEN BİRİ HASARSIZ AMA DİĞER İKİ EVDEN KAÇAK
Mehmet Güzelmansur dedi ki:
“Maalesef güzel medeniyetler şehri Antakya yıkıldı. Antakya’daki 219 bin konuttan sadece 28 bin 65’i hasarsız. Depremin ilk iki günü yani iktidarın ilk günü Hatay’dan haykırdık, ‘ Hatay çöküyor’. Maalesef Hatay’da 905 bin 782 evin 311 bini hasarsız, kalanlar yine yıkıldı, ağır hasarlı veya hafif hasarlı. Her üç evden biri hasarsız, diğer ikisi oturulamaz durumda… harabe harabe çaresizlik içinde insanımız göç etmek zorunda kaldı bu insanlar dönmek istiyor ama çadır olmadığı için maalesef gelemiyor muhtarlarımız vatandaş devlet arasına sıkışmış herkes çadır diye bağırıyor Çadır çadır’. Diyoruz, duyuyoruz. 3 gün önce Hatay’da yağmur yağdı, sel oldu. Artçı sarsıntılar devam ediyor… Hatay, devletin şefkatli meskenini bekliyor. Hatay halkı çaresiz… Lütfen çadır,çadır,çadır.İşletme yok, KOBİ’ler var. çalışma. Küçük sanayi sitemiz yıkıldı. 5 bin işyeri kapandı B beyaz yakalı ve mavi yakalı göç etti. Bu insanlara sahip çıkın. En azından şu anda çalıştığı maaşı ödeyin. Hatay’da bankalar ‘Borçlarınızı 6 ay erteliyoruz’ dedi. Ama bakalım özel bankalar ‘Faizle erteleyeceğiz’ diyor. Lütfen duyarlı olun. Bu insanlar sana yıllarca faiz ödediler. O borcun yarısını silmelisin.”
SERKAN TOPAL: SEVGİLİ DÜNYA LİDERİ, NEREDESİNİZ?
Serkan Topal da şu değerlendirmelerde bulundu:
“Vatandaş arıyor. Kredi kartı olayı var. Vatandaş altı ayda değil yılda ödeyemiyor. Tüm kredi kartları, çiftçilerimizin kredileri, tüm esnafımızın tüm kredi kartları, tüm krediler, bireysel krediler… Ben” Devlete sesleniyorum özel bankalara seslenmiyorum ne yaparsanız yapın en az yüzde 70’ini sileceksiniz bu vatandaşlar bir daha çalışmayacak nasıl ödeyecekler sayın cumhurbaşkanı sayın dünya başkanı , Neredesin?”